böylece yüzüne bir dal çizerim
güzün uçurtması külrengi kuşlarla
konuşurken çakıl taşlarına vurur
sesinde suyun zamanı...
zaman, suyun kalbindeki çocuklar
bak, daralan ölçülerde bir şey var
büyüyen anlamlarda coşkulu uyum
farklı bir hatıra
o yeşil küpelerle baktığında
sırmalı düş aynalara
bildin mi onu
geceleri kar altında büyür
ağlar hep mavinin yazgısına
seni ilk o renkte gördüm ben
batmış bir geminin armalarında, kartpostallarda
böylece gökten yüzüne küs düşer
utançtan kızaran üç elma
olgun bir üzümdür mesela konuşsan
sussan bir narın ilk gençliği
yani sezilen duyguda bir şey var
gör, kararan pazarlarda hamaldır çocuklar
ve meşeden fıçılarda saklanıyor konyak
böylece bir bakmışsın
akşamları ağırladığım sarnıçlar
küçücük bir ricadır:
ne olur bir on gün kadar elin elimde kal
gülerek yüzüme bakarken
tedirgin oluşum umrumda değil
karakollar değil, borsa tatilleri, aşk şiirleri
tüm çizgilerde hastalıklı bir yan
boş ver, dudaklarınla göğsüme mızıka çal
kıskanmalar yan flüt alınganlığım keman
bak, kayalıklarda hırçın kıpırdanışlar var
kandillerin altında susamlı bir uyku
yani beş bin yıl kadar yüzün yüzümde kal
gemilerde karanlığı ezber eden akşamdır çocuklar
senin o karanlıktan birkaç yıl alacağın var
Onur Caymaz
*fotoğraf: Norm Magnusson