13 Ocak 2011

Eğer Elman Biterse..*


Bilirim uzaklarda yürüyüşe çıkar bazen sesim. İçimin çağlayanları gürül gürül yeşilliğini battaniyeler altından akıtırken, görünmezliğimin gölgesinde tek tabanca görünürüm.
Sakındığım, saklandığım ne varsa doğularla kaplı içimin kapı artlarında, vardığında yönsüz bir rüzgâr gibi doldurur toprağın suya varışını. Çilekten baharlar ve ilkyazdan kirazlar gibidir rengi, çokça karpuz içi temmuz sonlarında, bir karadut gibi mesela heyecanın ilk hecesi. Giyindiğim her cümlenin, harfsizliğine dokundukça sen, bir yel değirmeni gibi dönüyor dünya; dinginliğin sularına balık sürüleri geliyor; bir cümbüş lavanta kokulu çarşaflarında Ege kasabalarının. Ekmeğe sürülmüş salçanın evle biçimlenen kokusuna ekleniyor, içimin haritasından tozlarını atarak geldiğin yollar.. Bir festival diyeceksin, belki ben bayram. Eteklerinden zeytinler dökülen bir bahar gibiyiz çoğu zaman, kıyımız köşemiz, bastığımız ve kokladığımız.. Ömrümüze mevsim mevsim düşen isimler takarak uyuyoruz birbirimizi. Bir çaydanlık buharı gibi mesela, nemli ve yakıcı bir gündoğumu tutuşması ellerimizin ve damakta kızılı ezelden tanıdık bu yepyeni başlangıçların, senin şekerinden benim acıma yol alan..
Yelken yelken kabaran sevinçlerinde gündüz özlemlerinin, dalgalanan bir bekleyiştir boyadığın kanatları yağmurun, belki de suyun.. Bir bayram sanacaklardır belki, bana kalsa şölen. Umuda yol alan kedi merdivenleri, krapondan bir yansıma güneşe. Bir şerbet tadı damlayan bu gökten, enginliğinde büyüyen bir elma bahçesi. Parmak uçlarımızla baleden bozma, adımdan az darbelerle arşınladığımız hayat ve tahteravalli yüksekliğinden baktığımız çiçek tarhları avuçladığımız zaman.. İnandığımız ne varsa şu dönen yuvarlakta, ve ne yoksa değmeyen günbatımlarına..

"..Herkes olmaz diyor ya
Oluyor biliyorsun..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder