8 Ocak 2018
08.01.98'
Neresinden bakılırsa bakılsın,
her cümlede bir çift göz vardır
ve her noktada bir insan.
O insan ki, bakar bize ve ötekimize;
ve o insan ki, giyindiği zamanın gerisinden sorar
hep
kaygılanır, duraksar ve sessizdir;
ve geldim demenin bir sessizliği varsa, öpüşelim
demenin, ya da sen hâlâ gitmiyor musun demenin ya da
ölmek istemenin bir sessizliği varsa,
kelimeleri de vardır sessizliğin
duruşun kelimeleri vardır;
bakışın, uzanışın,
gülüşün...
Ama, yalnızlığın kelimeleri yoktur.
O, bütün kelimelerden oluşmuş bir kelimedir.
...
Gece gece yatak yalnızlıkları vardır bu yüzden,
masa yalnızlıkları vardır sandalye sandalye,
mutfak yalnızlıkları,
düş yalnızlıkları
ve gülüş
ve iş
ve bakış
ve söyleyiş
ve susuş,
hatta park, cadde ve duruş,
sonra dökülüş,
sonra yerlere kadar bükülüş
ve gidiş geliş
ve yöneliş yalnızlıkları vardır.
Ölümün yalnızlığı yoktur ama;
ölüm, bir başına yalnızlıktır.
...
Ben sensizliği yalnızlık sanmıştım her keresinde.
...
İnsan yalnızlığı arayan bir yalnızlıktır kimi zaman,
kimi zaman da korkar ondan,
hep kaçar.
Her korku yalnızlıktır bu yüzden
ve telefon rehberlerinin sıcaklığı bir yanılsamadır,
pencereden bakmanın rahatlığı,
bakamamanın korkunçluğu
ve caddelerin, meydanların
ve kahvehanelerin ürkünçlüğü,
ya da bir ayak sesinin bize bir yüzü getirişi,
bir el sallayışın hüzünlü bitirişi,
sonra ellerimizden bir çift el uçup gidince
avuçlarımızın kuyu kuyu oyuluşu,
sonra kocaman salonlarda
bir ağızdan bağırırken kalabalıkla,
şuramızda tuhaf bir şeyin duyuluşu
bir yanılsamadır.
İnsan yapayalnız bir yalnızlıktır.
Hasan Ali Toptaş
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder