8 Eylül 2017

geçişler

  
Çünkü bazen düşmek gerekiyor. İç organlarını ah'la kavuracak kazalar yapmak. Canının kıymetini anlamak için onun varlığını, yokluğunun korkusunu öğrenerek, acı acı yaşamak. 
Bazen yıkım gerekiyor. İyi ve uyumlu ve ana karışık kalmanın işe yaramadığı zamanlar var. Yumruk atılması, darmadağın edilmesi sonra yeniden bulunup buluşturulması gereken birliktelikler.
Dört mevsimin bütün bilinciyle yaşamaya alışkınlığımızla, bir yazı fanusa koyup orada bir ömür boyu mutlu kalmaya gayret etmek beyhude. Boranlar, karların daha çok kenetlediği, yakınlaşmanın buzları çözdüğü aşikâr.
Tutunmak için bir şeylerin gidebileceği, bitebileceği ihtimalini bilmek, bilmediğin yerde öğrenmek gerekiyor. 
Demirbaş gibi tükettiğimiz tüm günlerin sonunda bir şeyler büyük büyük, bazen de zerre zerre yok oluyor.
Yakalayabileceğimiz yerden bir renk, bir koku..
Belki de değecek tek şey bu.
Koşmaktan, düşmekten korkmadan anın tadını kazımak damağa.
Kaçmadan, acısına da razı gelerek..
Yolu bir noktaya varmak için değil, yürürken mevsim geçişlerine şahit olmak için kat ederek..
Belki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder