17 Ağustos 2017

az kaldı..


Bu yaz güneşi dilimlemek, o dilimleri gökyüzüyle deniz karışımı kadehlere atmak için biraz zaman geçti. Ne haziranı duydum, ne temmuzu gördüm. İçimizde yüzdüreceğimiz gemiler hep karaya oturdu.

Biraz ıssız, çokça yalnız masalardan kalkıp yolladık yorgunluğumuzu eve. 
Bu yaz şehre yakışmadı. 
Camlardaki yansımalardan, yüzlerdeki derin hayat oyukları birbirine çarptı.

Omzuma tutunup kalan bu ağrı da mavisizlikten, hissediyorum. Sarıp sarmalayan, kumlu ve sıcak günler çekiyor canı. Biraz işsizlik, biraz sessizlik, biraz tanınmamak. 
Kendiliğinden varılacak uykuların günü idare etmesini değil, iliklerime yerleşip bedeni, ruhu, zihni yeniden doğurmasını beklemek her yeni günde.

Bu yaz kalbim karalama defteri. Ritmini bulamadı. Etrafına  egzoz yapıştı kaldı. Ağustos böcekleri bile sustu gümbürtüsüne; darbeli bir yaz bu. Nemli. Bıkkın. Hesap yapmaktan, hep alacaklı kalan. Gözlerimi kapatsam kirpiklerim batıyor o kısacık aralığına ömrün, hiç durmadan yürümeye kalksam bulutlar fırça kayıyor ayağına bağ oluşuma. 

Uzağa halat atmak istiyorum, boşluğa demirlenmek. Sularda çözülmek. Çözüldükçe kemiklerimin arasında sıkışan tozu dumanı bırakmak. 
Tutup tutup içimde yaşlandırdığım o derin nefesi, öyle tek bir anda ama uzun uzun, bitene kadar bırakmak. Soluğumun serbestliğine sevinmek sonra, sevincin, dinginliğin gözyaşıyla yıkamak yüzümü. 

Gökyüzünün en sevdiğim rengine çadır kurmak istiyorum. Ne önüme, ne ardıma bakarak bir sonsuzluk anında çerçevelenmek.
Bildiğim her şeyi unutmak. Bir anı gibi, sadece hatırlandıkça var olmak. Anılaşmak tüm hareketin içinde.

Sadece duyumsamak istiyorum yapraklarını akşamların, ufkun sesini, rüzgârın dudaklarımın aralığından sızıp, içime akışını..

Bu yaz biraz yaşlandım, çokça ağrılı uykudan uyandım, zamanın terazideki ağırlığını yüklendim dünya parçası üzerinde kapladığım alana. 
Bu yaz çok yordum yolumu. İrili ufaklı taşlarla kat çıktım sıkıntıya.

Şimdi ellerimdeki bu tarifsiz sızıyla, hiçbir şeyi kavrayamıyor, göğüs kafesimden damağıma, oradan göz boşluklarıma yürüyen ağlama hissiyle bir adım ilerleyemiyorum.

Şimdi başka hiçbir şeye dahil olmaya isteklenmeden, kendi sayımımdayım. Biraz bırakmak, öylece kalmak, susmak, durmak, yıkanmak, uykularımı ağustosa öptürmek için.

Yaz bitmeden, kalbime mavi bir valiz hazırlayıp, güneşi ısırmaya bir bilet..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder