1 Şubat 2017

düğün ve


Ezberimde hiçbir şiir yok.
Ve hiçbir sözcüğüm, hayatımın başrolü için yeterli repliklere varmıyor.
Hep eksik, hep fazla.
Kuzey kuşları dönüyor etrafımda.
Buz yağıyor yarına.
Yine olmayacak sulara dökülüyorum.
Yine rengini alamayacağım tonlar karıyorum.
Yine birilerine, bir şeylere mutsuzluk olmaya hazırlanıyorum.
Sürekli bir mahkeme provasında geçiyor hayat.
Hep savunmadayım, hep ceza alacağım kesin, hep yetmeyeceği belli cümlelerimin..
Olduramamak üzerine bir anabilim dalıyım.
Ağrılarımın boşluklarını iltihaplı imlâlar dolduruyor.
Devrilse de bitse, diyor içimi yiyen kemirgenlerden biri.
Devrilmeyi bile beceremediğimi görüp kör oluyorum.
Ellerim ağrıyor, nefesim ağrıyor, ağlayamayan gözlerim ağrıyor.
Kendimi kendimden azad edemiyorum.
Hiçbir zaman, attığım her adımın düşeceğini kestiremiyorum. Daha kaç kere olması gerekiyor öngörebilmem için...
Çiçekler alıyorum rengârenk, kucaklar dolusu, ve hiçbirini yaşatamıyorum.
Bir çiçek mezarlığı ömrüm.
"Sen öleceksin" diyerek nasıl yaşatılır bir çiçek...
Şimdi kendime bunun yollarını arıyorum.
Arıyorum, arıyorum, arayıp arayıp bulamıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder