12 Kasım 2015

yeni h(ay)al

 
Her şey güzel olacak.
Zerzevat kokulu caddelerden elimizde fırın torbalarıyla geleceğiz eve.
Bir domatesi koklayarak taze ekmeğin arasına sıkştırmanın neşeli huzurunu taşıyacağız.
Yokuşlarından bilyeler dökeceğimiz, pencereye yaslanp mahalle çocuklarını izleyeceğmiz sabahlar edineceğiz. 
Duvar yazılarının neminden, ruh ikizimin izini süreceğiz üç- beş sokak arasında. 
Parlak tüylü kedilere yeni isimler koyup, sabah akşam selamlaşacağız.
Büyük parlak küpeli, ipek çoraplı, yetmişini tgeçkin teyzelerin, akşam yemeği randevularına şahit olmanın tebessümüne çatkapı sevinçler eklenecek.
Sokağındaki elektrik kutusunu bile seven çocuktan, mahalle parçası olmaya terfi edeceğiz.
Bir adrese karşılık gelecek isimler fısıldayacağız semtin kulağına.
Belki bu sefer tencerelerdeki sütlaç yetmeyecek bile konu komşuya. 
Kalk gel dediğimizde kalkıp gelebilecek sevgilerimize daha çok ihtimam göstereceğiz.
Bir şeyleri paylaşmaya artık hazırım.
Çok hazırım.
Adımı sakınmadan ortalığa saçmaya.
Uyanmaktan huzur duymaya, uyuyarak huzur bulmaya.
Hayatımın tozunu almaya.
Olmam gereken yerde, nihayet kalbimin elini sıkmayı bırakıp, ona "Hadi git, istediğin gibi oyna." demeye.
Cumartesi sabahları, sokak aralarında kaybolmuşken, ekmeği kopararak yemeye.
Yolda durup minik kızların saçlarını örmeye. 
Şahin Bey Amca'ya, Engin'e ve Osman'a selam vermeye.
"Kim o?" diyecek kadar evde olmaya, 
misafir bereketine.
Bulunacağım yerle güzelleşmeye.
Güzel şeylere inanmaya gönüllü olmaya.
Çayın altını kapatmamaya, 
vazoları hiç ama hiç boş bırakmamaya...

Alsana beni...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder