Uyunamayan uykular rüyalara, rüyalar kâbuslara, kâbuslar yeniden kımıltısız güne dönüşüyor.
Salınmıyor artık hiçbir düşünce, her kırıntı vurgun..
Nefessizliğim kelimesizliğe yuvarlanıyor.
Avuçlarım terliyor, bahar telâşından olsa keşke..
Olur belki bir sonraki bahara..
Ama şimdisi geçmiyor..
Korkak büyütülmüşüz, belli.
Üç beş yaşın özgüveni tırmanamamış yirmi üçe, yirmi beşe..
Fikrimizin bavullarını toplayıp da çekip gidememişiz bilmediğimiz yollara,
yolların bilinmezliği için saat çok geç..
Her şeye geciktiğim şu ömrü toplayıp çıkarıyorum, çeyrek yüzyıl ediyor.
Gam üstüne gam koyup binalar örüyorum doğumuma,
başka türlüsünü bilmiyorum.
Mimar var, mimarlar, mimarlarım..
İşlerinde de iyiler, belli.
Benim etrafıma dikilen yeşeriklikler yetmedi ama..
Gökyüzünü gördüm.
Vaktim yok şimdi durmaya..
Geç oldu...
Boyum uzamıyor, binalara güneş girmiyor, hiçbir yeşillik bana yetmiyor pencerelerden..
Haritaları çoğaltmıyorsam, kıyamadığımdan şiirlere..
Şu anahtara iyelik eki asmak istiyorum artık.
Sonra, bir ihtimal olacaksa;
denize varmak..
Biraz gamsız, öyle kendi kendime, durmaya..
Düşüncemi saçmaya, bütün bu kalp ağırlığını ilk yarının sonlarına kadar sulara salmaya..
N'olur elimden tutsa şu tarih, n'olur duvarsız kalsak bu baharda, bir şans tanısak
birbirimize, sizin ortaklığınıza, benim ayrıklığıma..
Dilekse, ömürlük dileğim bu olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder