5 Haziran 2010

"..öznesiz, zamansız, zarfsız..."


Biraz 'Sevda Sözleri' biraz 'Çiçek Senfonisi' bu gece salınmaları. Üşümeyen tenimde pervasızca kol gezen ilkyaz rüzgârına teslimim bu aralar. Son birkaç gecedir ellerimdeki ağrı mısralar giyiniyor, kalbini hayatın öptükleriyle..
Zamansız gözyaşlarıma, yuvasız sızılar ekleniyor bu haftasonu doğumlarında. Bugün cumartesi. Ben "..geveze susuşlarını bile özledim..."
En çok tanımadıklarımı özlüyorum, tanışmadıklarımı, yaşamadıklarımı, ertelediklerimi ve geç kaldıklarımı, öylesine sokak köşesi kesişmelerini...
Ben en çok mevsimlerin dokunamadığım renklerini özlerim zaten, gelincik kadifesi, papatya öpüşü...
İsmine 'Dize' verdiğim hayallerimi harcamayı bitiremedim yaralarımla. Kanayan kalemim, korkak, adasız, yuvasız, kıyısız... Seni bulmayı, seninle olmayı belki de ölmeyi.., bekliyorum.
İsmimin dokunmadığı şehirler ekleniyor iklimime ve gün doğumları, kokusunu bilmediğim toprağın, kimliğime.

Sözleri yuttuğuma bakma, bir yanım hep eksiktir benim. Uykulardan kaçtığım gecelerin infazında biraz, vurgunum.

Köprücük kemiğinin çukuruna yuva yapmak istiyorum, dizelere inanan düşlerin.
Oysa yenilgilerimle kan revan içindeyim. Beni böyle yaralı, beni öyle sessiz, "..öznesiz, zamansız, zarfsız..."...Öyle sev... Dudağımın kıyısındaki gülüş ol, biraz dizelere borçlu, biraz alacaklı. Bileğinden sımsıkı yakalayıp, kendimize çektiğimiz saatlere çalınan sarhoşluk eklemlensin gidişlerimize.
Terk edilmiş, boynu ay ışığında tutulmuş müsveddeleri masalların, mum kokulu. Ay gitmiyor batmaya, yıldızıyla yatmaya...
Ne zaman sandıklara kilitlediğimi hatırlamadığım kelimeleri arıyorum bu haziran menevişlerinde.
Zordayım kuraklığında sahillerimin. Ürktüğüm, sokaklarda boy veren deniz kokusuna karışamamak belki..
Biraz da 'Sonrası Kalır' ...

Biliyorum, sen de...;

Yaralısın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder