2 Eylül 2009

güz yaşı...*



Kelimesizim bu eylül başı, yağmur arifelerinde... Solgun gül demetlerinden damlamayan kızılı, gökte arar durur yıldız yıldız, kanayan avuçlarım...
Ciğerime dolan denizde yıkayamıyorum, saklanmış gazete kupürleri gibi; geçmiş zaman olur ki...
Açelyalar ilişmeyen saç tellerim, çarşafında, dudaklarım kayıp yastık izi...
Yaldızlı jelatinlerle paketlediğim yalnızlığım duruyor tozlu rafta, sana hediye edilmek üzere...
Her yeni gün, gece akıtıyorum kirpiklerime, yıldızlar avucunda boy veriyordur belki...
Ve gecesinde saçlarımın örgüsünü bozup, küpelerimi komidine bırakıp geliyorum yitikliğin koynuna...
Masa başı mesaileri dolduramıyorum sesi olmadan ispinozların ve fitillenmeyen kandillerin gölgesi saklanmışken... Akvaryumunda güzümün... Sararmış fotoğrafları eşliyorum ağustostan öksüz, kuru yapraklarla... Guguklu saat döngüsünde ineceğim liman, kız çocuğu...
Genzime sarılıp, soluğumu yoklayan düğüm gibi uzak sevdan...İçimde yükselen sarmaşık, nabız ritmimin şüpheli adımı, bir temmuz öğle saati kanımda eriyen...
Sayamadığım mevsimler boyu bekliyorum, dağların gelinlik giymesini, denizlerin güneşle sevişmesini, kiraz ağaçlarının tomurcuklanmasını...
Çiçeklenmeyen baharlarda doğuruyorum seher renklerini parmak uçlarında... Tan sabırsızlanıyor, dudağından öpmeye düşün...
Alazlanıyor ismim dudaklarında...
Şerbet akıtıyorum gecenin surlarından, enginliğine uykularının...
Ab-ı bâde-reng döküyorum, nevşah bakışlarına...
Dinmiyor... Mesken tuttuğum bahçelerde incir ağaçları, şahikasız gecelere gebe...
Zorlayamadığım kilitlerden ten masallar duyuluyor. Metal dönüyor boş..
Bir tersine serzenişte kaybediyorum yolunu hükümsüz yarının...
Tutuşmuyor içinde kırgınlığı, cesedi eflâtun bakan sazlıkların...
İvmesiz kaydıraklardan bırakıyorum dolunayı; hanen yangın yeri, yüreğin sel..; denize seslen...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder