14 Nisan 2006

güneş kızarıyor kanım karışıyor...

Yazmak istiyorum. Elime kramplar girene kadar yazmak istiyorum. Beyazın üzerinde ruhumu görene kadar yazmak istiyorum. Söyleyecek sözümün ne olduğunu bulamıyorum. Labirentte kaybolmak gibi ya da tam tersine Cumhuriyet Maydanı'nda boşlukta kalmak gibi... Hayat dün bana göz kırptı. Şu hayatta en çok isteyebileceğim şeylerden biriyle başbaşa bıraktı beni. Güneş kızardı dün. Ve ben ömrümde en özel yerlerden birinin sahibine bir adım daha yaklaştım. Belki artık ona "Hoca" diyebilirim.. Hep hocamdı, belki şimdi daha da yakınımda... Çok garip bir duygu. Tarifi yok. Haber beklemek güzel. Amaçlı bir bekleyişin baş rolünü oynamak güzel..
Yazmak istiyorum. Gündüz olsun, geceler dolsun.. Kalemimi sarmaşık güller çevirsin.. Kelimeler dolsun söyleyecek sözüm olsun, dudağımdan dökülecek dizeler...
Kanım ortak olsun güneşe o da kızarsın güneşle... Kalemime yol versin kalbim...
Çizmek istiyorum.. renklerime dönmek istiyorum. Gökkuşağının alacasında Deniz'in menevişlerinde kaybolmak istiyorum.. Gırtlağımdan kopup varamayan melodiler, yarıda kalan sözlerle... Şairini bilmediğim bir kaç mısra.. Yazarının biyografisini ezberlediğim kitaplar... can acıtıcı cümlelerini seçip renkli odamın renkli cephelerine kazıdığım, kapılarına mutlak bir şekilde kalacak şekilde yazdığım kitaplar...
Bugün yağmur yağdı belki taş sokaklarda rengarenk Newton hareleri olmuştur, ayışığı usul usul gösteriyordur o renk büyüsünü sokak kedilerine...
Yazmak istiyorum, kelimelerimi arıyorum...
Çizmek istiyorum, çizgilerimi arıyorum...
Yazarımı biliyorum, seviyorum, ona "hocam" demek istiyorum.... Çünkü o, yazar tanımının, yazar tanımımım tablosu... Sizi seviyorum, görmesem de özlüyorum...

"...Kimsenin görmediği, görse de farkına varamadığı insan manzaralarının ressamı olmak. İşte benim yazar tanımım..." (Mehmet Eroğlu)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder