19 Nisan 2021

yaz beni'

 

Kendimin açığı, hayatımın açığı.

Bir aralık bırakmışım, neden olduğunu hatırlayamıyorum.

Çok ciddiye aldığım için mi, kendime inanmadığım için mi, korktuğum için mi, saklamak istediğim için mi...

Üzüldüm, ama sonra içimde biriken o koyuluk kendi kendini, "her şeyin hatırlandığı gibi" olduğunu hatırlayıp aydınlattı. Biraz.

Hatıralarımı kaybedersem, 

hislerime yanaşacak bir kıyı bulamazsam kendime, kendi sözcüklerimden..

hatırlatman gerekecek.

Anların, kokuları ve renkleri kalıyor zihnimde en çok. Biraz tarçın sinmiş o aralığa, biraz tütün. 

Biraz yol, biraz...

Fotoğrafını gözümle çektiğim tüm anlar, gerçek miydi, sahiden gerçekleşti mi bilmiyorum.

Kendimin kendimle sağlamasını yapamıyorum. 

Arayıp da bulamıyorum, 

bir yangın gibi,

bir enkaz gibi,

bir yok oluş gibi bazen bazı şeyler.

Ama dedim ya, yaşanmışlıktan çok hatırlanışı var ömrün.

Düşersem, bir renk söyle.



15 Nisan 2021

hatırla'

 

  "..kim anlatabilir ki hüznün mesafesini
dağ öyle durmuşsa, bir bildiği olmalı
bir bildiği olmalı, deniz çıldırmışsa
şu yalnızlık, şu aşk, şu ölüm
geceyi deliyor kuşun soluğu, baksana"
 
 

9 Nisan 2021

frezya, ne güzel isim. kayısı çiçeği, ne güzel hatıra.

 

 
 
Baharın gelişi ve benim her mevsimi ilk kez yaşıyoruz gibi bu gelişleri sonsuz bir coşkuyla karşılayıp kutlayışım.. Bu yıllara, yaşlara, hakkıyla yaşanamamış mevsimlere inat terk edemediğim duygum hayatla aramdaki bağ ne zaman zayıflasa koşup yetişiyor.

Bahar geldi. Geçen ay frezyalarla doldurduğum vazolar, yerini papatyalara bıraktı. Mayısla beraber hüsnüyusuflar sıraya girecek. Her yıl aynı güzellikleriyle...

Biz göremesek de gökyüzü mavisini genişletecek, gerindikçe beyazlar üfleyecek sağa sola. Ufaktan bir utangaç öpücük rengine meyledecek akşamüstleri. Yağmurlar şehrin üzerinden tozunu akıtacak, gidemeyeceğimiz sokaklarda öpüşme ihtimallerimiz birikecek, eski bir yağmuru hatırlayacağız, ayak altından kaçırdığımız salyangozları özleyeceğiz. Burnumuzda nemli vapur salonu kokusu dolanacak. Binemediğimiz tüm vapurlar için biraz ağlayacağız belki de. Bu çok ağlanası bir şey. Baharın uzaktan kendi kendineliğini düşünmek bile gülümsetecek ama. Hep öyle çünkü.. Bornova- Manisa yolunda solda kendiliğinden biten yaban lalelerinin çılgınlığını düşürecek nisan aklımıza. Anneannemi hatırlatacak mayısa kıvrılırken takvim. Porsuk'un kenarındaki ıhlamurlar ilişecek belki bir an bahar sızımıza. Bir kez daha kutlanmaya değer olacak mevsim, hatırladıklarımızla, sızısına bile sarıldıklarımızla.

Unuttuğum şarkılar var. Eskiden Ufuk hatırlatırdı, doğum günün kutlu olsun Ufuk. Bugün de ben sana bir şarkı gönderebilseydim keşke, ama hazırladığın listelerden öteye geçmeyi beceremiyorum hâlâ. Ben tembel değil, çalışsa yapar bir dinleyiciyim ve tahmin edersin ki bir radyoya, bir dj'e olan ihtiyacım asla bitmiyor.

Unuttuğum şiirler var. Hatırlatabilecek çok fazla an var aklımda, raflar dolusu da defter. Ama sanırım bazı şeyleri hatırlamak da cesaret gerektiriyor. Unutamadığım şiirler de var. Dilimin ucundan gitmeyen, ama sese dönüşmeyen. Belki kendi baharını bekliyordur dizeler..

Özlediğim mevsimler, özlemle büyüttüğüm renkler, ve kuruttuğum bahar çiçekleri var. Baharı unutmamak için. Unutmayacağımı bilsem de.

Bazı duyguların yerleşikliğini bilip sürekli unutma ihtimalin varmış gibi altını çizmek, çerçeveletip kalbine, rüyalarına iliştirmek, defterlerine yazmak, ezberini yapmak neyi pekiştiriyor acaba? Veya kanırtıyor belki de?

Belkisi fazla, biliyorum kanırttıklarımla çok uzun bir yoldan geldim, yine de..:

 

"unutmak mı? delisin."