4 Mayıs 2018

5 mayıs ya da "gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan"



Bir hayatı kucaklamak, onun kanattığı dizleri öpmek, birbirine şimşekler gibi çarpıştırdığı iç dertleri sarıp sarmalamak, soğuğuna sarılmak, sıcağına üflemek ve tüm bunları minnetle yapmak. Neden aramadan ve neden aramaksızın minnet duyarak. Varlığa güzelleme. 

İnsanı en çok güzelleştiren şey; şüphesiz ki sevmek eylemi. Bir şeyi, bir insanı, bir parçayı, müziği, rengi, kokuyu. 
Sevmek ve onun kapsadığı şeyler; korumak, sakınmak, yakışacağı şeyleri, yerleri bulmak, hayatın içinde, onun yüzünü, huyunu, doğasını gülümsetecek şeyleri aramak, lezzetine varacağı doyumluk salkımları hevenk hevenk toplamak, başını güneşe dönmesi için yerini hazırlamak, tüm koşulları onun duyacağı kokuların güzelliğine göre düzenlemek. 
Yormadan, yorulmadan.

İçinde taşımışsın, sonra da doğurmuşsun gibi. 
Öpmeden doğurmamışım gibi*...

İçimden taşan ne varsa; sevgilerde.
Sokağımda, uyanışımda, aldığım yolda, yolun bozkırında, geride bıraktığımda, suyun bağrında, gökyüzüne yerleşik öpücük renginde, öpüşümde, anneannemin ellerinde, çayırda çimende, okul sıralarında, akşam biralarında, kurdelelediğim çarpıntılarda, defter aralarında, kurutulmuş yapraklarda, 
mayısta.

Ağaçların, üzerlerinden bir mevsimi devşirme zamanı geldi. 
Sokak kedileri aylak. Komşular pencerede. Bakkal, soğuk dolaplarını çalıştırdı. 
Ortalığa meyve kokusu saçıldı, megafonlardan can eriğine şiirler okunuyor. 
Çocuklar okuldan çıkıyorlar terli, sıra kokusu sinmiş formalarıyla. 

Her an dağılacak gibi zaman.
Pişmaniye gibi tel tel ayrışan bulutlar, birbirleriyle kayısıdan çileğe uzanarak buluşup, öpe öpe  gevşetecekler gibi altlarında akan sıkı dünya resmini.

İlkyaz kapıda. 

Zaman, avuçlarımızın içinde nabzımızca biçimleniyor sanki; uzuyor, esniyor, toplanıyor. 
Zaman, toprağın hovardalığına hazır.
Son tomurcuklar da çatladı çatlayacak.
Önüm arkam sağım solum papatya.

Yarın hıdrellez.

Ve ben, 
seninle 
baharı, 
hayatı 
kutlamaya geliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder