Herkesin bir hikâyesi var.
Herkes birbirinden habersiz.
Herkesin gördüğü denizin rengi birbirinden farklı.
Herkesin cumartesisinin adı aynı, içi biçimli.
Bir kadeh şarap eşliğinde Boğaz'a yalnızlığı yaslamış adam,
karşısındaki sandalye kediye ayrılı, işine dalmış genç,
güzelim kızıl saçlarında yüzdüğü kıza bira kaldıran, dumanına neleri kattığını bilmediğimiz çocuk,
kadınlar, kadınlar, İstanbul.
Herkes bir şeylerin başlangıcında ve bitişinde.
Ama hep birlikte bir ara renkte.
İçime rüzgâr kaçıyor, kuşların kanatları nabzımı hızlandırıyor.
Bir zamanlar masalını yazmak istediğim şehirde, sessiz bir kıyı bulmanın huzuruyla kalp ağrımı okşuyorum şimdi.
Kabataş-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder