6 Ağustos 2015

umrumda


Yolun bir yerinde korkusu geliyor yitirmenin. Boşluğun ciğer ciğer ağırlaşması rahat olan her yerini acıtmaya başlıyor. Zamanında efelendiğin bütün incir çekirdeği mevzuların yerini kocaman bir boş duvar sızısı alıyor. Kalbinin fotoğraf fotoğraf eksilttiğin, var olan ılıklığını görmezden geldiğin yaz bahçeleri dikiliveriyor bir ayazda karşına. 

Pişman ola ola temize çekilmiyor geçen zaman nanesi. Zaman sadece geçer çünkü. Yerine bir şey koyup da bardakları dolduracak bir iyimserliği yoktur. Gitmenin cins ismi. Kalanı son anda tutabildiğin bir uçurum kenarı yaratabiliyorsan, göze alman gerekiyor birlikte paramparça olmayı da. Kalmak da en nihayetinde bu biçimiyle işteş bir fiil.

Şimdi biliyorsun. O her zaman durmaksızın çalan kapısı bu kez aralanmayacak. Canı çekmeyecek hiçbir zili. Ardında kendini değil de, hüznünü dinlendirmeye çalışıyor yıllandırdığı görünmezliğini giyinip. Biliyorsun işte. Bir filmin en konuşulmayan ama herkesin bildiği sahnesi bu. Sustuğu bir nefes, bütün konuşmalarını kaplıyor. Biliyorsun, şimdi durursan yarın gözlerinde dünden, bir dağın farklı yamaçlarından kalma kış manzaraları dallandıracak. Roller kesinleşecek, bir perde ciğere bütün tozlu ağırlığıyla kapanacak.

Yalnızlığın bir sızısı var.
Kırgınlığın bir sızısı var.
Pişmanlığın bir sızısı var.
Affedişin merhemi dahil değil ama..

Son tüketim tarihinden önce.., 
beraber kalalım mı, düşerken bile?

6 yorum:

  1. Yalnızlık, kırgınlık, pişmanlık... "İnsansoyu"nun alınyazısı mutsuzluk gibi değil mi? Ve bedeller... Sahip olmanın -hayır çok yanlış oldu- "olma"nın bedeli değil mi onu değerli kılan?.. Ve mutluluğun da...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmem. Belki de değildir. O kadar yaşadığımdan emin değilim. İnsansoyunda yalnızlık, kırgınlık ve pişmanlık kadar çoğulluk, öpüş ve affediş de var ama, ona inanıyorum. Diyalektik yadsınmamalı bana kalırsa.

      Sil
    2. Adsız5:08 ÖS

      İki kişilik "dünya"da -ya da ben öyle düşünüyorum, belki de başkaları da vardır?- diyalektikle ilgili bu "yabancı"yı yanlış tanımanızı istemem. "Yazar"ı okumaktan ve paylaşmış olmaktan mutluyum mesela..

      Sil
    3. Teşekkür ediyorum. Doğru ya da yanlış genellemeleri yapmayı tercih etmiyorum. Bir de o denli tırnak içine alınacak sıfatlarım yok, sizin de büyütmemenizi öneririm. İçten taşan, taşımı sözcükler aracılığıyla paylaşılan duygular en nihayetinde. Biz bizeyiz, yabancı ya da yazar gibi nitelendirmeler ne derece bu samimiyeti kucaklar emin değilim.

      Sil
    4. Adsız8:31 ÖS

      Ne güzel kelimedir seçilen.. Samimiyet. Bir süredir -ya da uzunca bir süredir- paylaşılmış olanlardan sıyrılıp gelense bu, ne mutlu.

      Sil
    5. Burası benim kalp odam, iç bahçem. Takım elbiseli kelimelere ihtiyaç duymuyorum o yüzden.

      Sil