14 Temmuz 2015

bir önce


Tarih, akış ve ters yüz. Beklediğin şeylerin zaman bulamayışı kendine ve zihnine hiç uğramayan ne varsa iyice yerleşiklik kazanması taş yuvarlanışında. 

Bazı şeyleri deneyimleyerek öğrenmesin istediğim kalp yuvalarım var. Her şey büyüyor mu bilmiyorum ama herkes yürüyor bir yerlere. Çakıldık denilen yerden çıkmanın debelenişi mi, yoksa sahiden "yol varsa yürünür"ün doğal ve olmalı akışı mı? Tedirgin olmuyor değilim. 

Belki de ilk kez bu kadar belirgin bir "Ya yanlış yaparsa?" korkusu var içimde. Yapmasın istiyorum.  Sayısız tutarsızlığın ortasında kalbine bir ahmaklık çelme takmasın istiyorum. Benden kendini fersah fersah uzaklaştırışı benim çizemediğim bir mevsim parçasına, ocağa koyamadığım bir lezzete varsın istiyorum. Eksik bıraktığım bir şey varsa, ne varsa o tamamlansa... 

Aslında kalbime ev kuranlardan, şöyle bir dokunup geçenlere dek tüm ılıklıklarım için arzulanıp isteklendiğim şey bu. Öyle böyle, ama yetemediğim ama kırıp döktüğümden, hoyratlığımdan veya beklenenin dışına çıkan tüm hareket ve hareketsizliğimden geriye kalan ne varsa... Af dileyişimi duyuracak bir şeyler, yansıması minik bir hareketin...

Şimdi, önce ve sonra.

Bir şeyden korkuyorum.

Ve bu ciğerlerimi üşütüyor.

Yazların gölgelenmediği bir yarın diliyorum sana. Belki sudan uzak bir yer beğenirsin kendine, ama yine de güneşini batırma.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder