3 Şubat 2015

açık adres


İzi kalıp da canımı yakan şeyler var. Tek dileğim senin içine işleyenlerin bunlardan farklı olması. Canını yakmadığım anları ceplerine doldurmuş olman. 
Ağır günler yaşıyorum. Sana öfkeleniyorum.
Kullandığın kelimeleri beğenmiyorum. Sesimi çıkaramıyorum.
Gitmek istiyorum. Daha ne kadar gidebileceğimi bilmiyorum.
Yolda bir tanıdıkla karşılaştığımda, onun gözlerinden sana yol arıyorum.
Selamı mı aldın mı..?

Bu şehirde kaybolmadıkça, her şey çok gerçek.
Yoksulluk çok gerçek, kalabalık çok gerçek, kir sahici bir kir.
Dün mendilci bir çocuk "Abla karne hediyem olsun hadi n'olur" dedi.
Aklıma o an bana birkaç kez söylediğin bir şey geldi.
Hiç olmayan bozuk paralarımın hepsini verdim.
Yerıne yenilerini koyacak birisi olmasın istedim.

Zaman geçiyor, yeni aylar geliyor, mevsimler dallarını kırıyor anların.
Planlamadığımız bir şeyleri izliyorum kapı aralığından şimdi.
Dahil olmadığım kadehlerin buğularına uzatıyorum dudaklarımı.
Böyle olsun istemezdim. Cümlelerinle bu kadar kan revan içinde kalmak da istemezdim.
Kendimi uzağa, çok uzağa atmak da istemezdim.

Yapmaya çalıştığım şeyi büyük bir ihtimalle anlamsız buluyorsun.
Anlamlı bulduğun bir takım şeyler moralimi bozuyor.
Ve maalesef bunun da artık bir önemi yok.
Dün sevdiğin birayı içip, sevdiğin müzikleri dinlerken fersah fersah uzağında hissetmek içimi sıktı.

Etrafımdaki insanların kalplerinde güzel bir şeyler oluyor.
Ben mutluluğu bile paylaşamıyor muyum artık, bilmiyorum.
Hislerim öyle darmadağın ki.
Öyle, bir şeyleri yerden kaldırmaya, tozunu silkelemeye yetmez bir halde ki...

Bir şeyler arıyorsun gibi geliyor.
Bunu kıskanıyorum.
Kıskanmak. Bu çok sonradan öğrendiğim bir şey.
Kapatamadığım defterlerden içime kaçan bir toz belki.
Neyi kıskanacağımı dahi bilmeden yiyorum kendimi.

Hayat hiç yolunda gitmiyor çocuk.
Kalp hiç yolunda gitmiyor.
Arzularım yolunda gitmiyor.
Bir şeylerin varlığının veya yokluğunun yansıması daha gümbürtülü olmalı değil mi.
Olmuyor. Mekanik bir şeyler dönüyor içimde.
Bütün hücrelerimi uyuşturmak istiyorum.

Seni duymak da iyi gelmiyor. Cümlelerini kelimelere, kelimelerini hecelerine, hecelerini seslere ayırıyorum. Topluyorum, çıkarıyorum, çarpıyorum. Sinirim bozuluyor. Her kurduğun cümlede, aldığın nefesin biçiminin nasıl olabileceğini düşünüyorum. Öfkemi gör istiyorum ama öfkeli olduğum için de kızma istiyorum. 
Ben bu isteksizlikte senden niye bu kadar çok şey istiyorum.

Sahiden yok olmalıyım belki.

Alışamıyorum.
Alışamıyorum.
Alışamıyorum.

Kendi kazdığım kuyuya düşüp de boğulmayı bile becerememek canımı sıkıyor.

Sen canımı sıkıyorsun.

Bu uzaklık.
Bu zorunluluklar.
Bu hayat.
Bu yokluk.
Bu tercih edilmemiş mutsuzluk.
Canımı sıkıyor.

Sen canımı sıkarken inatla güzel olma.
Hiç değilse...

1 yorum:

  1. Bu kadar ağır günler yaşıyor isen yalnız değilsin.

    YanıtlaSil