21 Ekim 2014
dök..
Aniden rahatsız olduğum ses kendi sesim. Yan yana gelmiş sözcüklerden bir anlama varmadıkça, söylenilenin yankısı olmayacağını çoktan öğrenmiş olmam gerekiyor.
Oysa anlatacak bir şeyim yok. Uzun zamandır yok. Konuşmak bir anlam kazanmıyor nicedir, niye öyle inatla kendi tonumdan istifa edecek kadar cümle kuruyorum.
Bir yere vardığım yok, gittiğim hiç yok. Vazgeçip kaldığım da yok.
Pişman olmayı dilediğim anlar var.
Kalbimin inatla takıldığı çelmelerden olmayı başaramayan zamanlara şaşıyorum.
Üzüntülü olan akşamlara meylim vardır çünkü.
Üzüntülü olmam gerektiğinde neredeyim peki.
Duymak istediğim cümleler kurulmuyor diye duyulması bir şey değiştirmeyecek nicesini kendim kusuyorum.
İmlâlarım da kaybolmaya yüz tutuyor.
Eskiyor bir şeyler işte.
Sorulara veremediğim yanıtlar var.
Rutine bindirmek istemediğim bütün cevaplar sabah alarmı gibi, ertelesem de sadece belli bir süre yoklar. Sonra yine, yine, yine.
Kaybettiğim kelimelere eklenen inanç da kederli bir apartman isminden dökülüyor.
Ömürle ilgili umudumu çok yaş alıp, sona kendi ayakları üzerinde varamayan manzaralar törpülüyor.
Çok ağladığım zamanlar bitmiş gibi görünüyor.
Peki şimdi.
Gözyaşımın notalarını unuttuğum yerde, daha mı iyi her şey.
Sevdiğim insanların posta kutularındaki tebrik kartıyken, şimdi kalbin içerisinden acıtarak geçen kırgın bir broş gibiyim. Bir yere takılsa düşecek gibi, tedirgin, gülümsetmeyen, sızısı olan, sanki düşse "İğnem düşmüş hay allah."tan ibaret.
Öyle yorgun ki her şey.
Yerleşiklik kazanan şeyler öyle açıkta bırakıyor ki üşüyen omuzlarını günün.
Isınıp da varlığı kucaklayacak gücü yok.
Beklediğim bir şeyler yaratıp perdelerini açıyorum salonun.
Gelen yok, giden eksik olmuyor.
Seyrele seyrele, bir şey olmaya olmaya.
İki ay önce yazdı.
Ve artık saymaktan sıkıldığım mutsuzluklarına bir yenisini daha ekliyorken, bir şey oldu.
İyi mi oldu denizin o halini görmek, beyaz bir sayfada belki de tek ve güzel bir anı edinmek.
Yoksa sayfasını doldurup kapağını kapattığın o defter, şimdi ortalama bir şeylere dahi izin vermiyor mu.
İçimi bulandırıyor günler.
Beklediğim sözcükler kayıp.
Beklemediklerim çok fazla.
Çizginin neresinde durduğumu bilmiyorum.
Uzun zamandır bir şey bilmiyorum.
Bir şey olmuyorum.
Bir şey olmak.
Olamıyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder