8 Temmuz 2013

"Hallarımı böyle yaz..."


Uzak değiliz birbirimize. 
Fotoğraf çektirmek için yan yana getirilmiş iki nesne de değiliz biz.*
Onların, yirmilerin başlangıcı ve bitişiyle kesiştirdiğimiz bir şey de yok.
Oysa ben onlarca şey yazdım, yazabiliyorken.
Ve çizdim, çizebiliyorken.
Sen, onlarca şarkı ismi saydın, sayabiliyorken.
Çok kelimenin ardından razı olunan bir sessizliği yırtacak kadar çok gürültü, üstelik de umutlu bir gürültü var şimdi sokakta.
Bir ömür boyunca giyindiğim tüm renkleri katlayarak, milyonlarca çocuğun kalbine işlenen gökkuşakları var.
Cemal Süreya'sız olmayacak besbelli, o yüzden Karadeniz'e, oradan Akdeniz'e, oradan da daha büyük sulara karışan çarpıntılı yüreğimin** ülkesine değinebilirim; aylardan eylül olmasa da, ilkbahara taşınan bir şeylerin başında bir aradaydık. 
Bak bütün çocuklar haziranın en az Hasan Hüseyin kadar var olmaya yaraştığını düşündükleri için uyandılar bu ilkbahar sonunda. 
Sen de.
Ben de.
O da.
Elimiz yüzümüz, üstümüz başımız gazeteyken, kahkahanın yanı başınan gözyaşını koyarken***, koyabilirken, o kadar umutluyken ve umudumuz hüzünle dalgalanıyorken, sokaklar sokaklardan taşıyorken, aşka bunca inanmayı, yeniden yüreklerimizi diriltmeyi çağlayanlarla beraber başarmışken..
Ne bileyim..
Razı olma bu sessizliğe.*
Cevabı da Ahmed Arif olan bir geceden çıkan iki insansak, hangi on, hangi yirmi, 
olsa olsa otuz üç****.

*Cemal Süreya- 16 Mayıs 1973
**Cemal Süreya- Ülke
***Hasan Hüseyin Korkmazgil- Haziranda Ölmek Zor
****Ahmed Arif- Otuz Üç Kurşun/ Fikret Kızılok- Vurulmuşum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder