Gözlerimin bozuk olduğunu unutuyor belki.
Belki de cevaplayamadığım soruları sordukça iyileşiyorum gibi geliyor.
Olmuyor.
Kartları eşleyemediğim bir oyunun içinde ancak dönmedolap olabiliyorum. Onun yörüngesi değişmiyor nasılsa.
Öyle teklikte bir şey söylemeliyim ki, ne içinde olmalıyım ne de dışında.
Yol sisli, günler uzun, cevaplar eski kelimelerle dolu.
Ev hep Nereye Sokağı'nda*, inançsızlık geçebilen bir şey değil.
"Ellerim" desem, inançsızlık gibi inancına da sadık kalabilir misin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder