14 Temmuz 2012

Günlerden...

Babam sabırsızlanıyordu. Günlerdir, neredeyse dolaba girip bir şeyler okuyordum; bunca şeyi açıkta okurken, nedense çekindiğim için, bir kitabı dolapta gizlediğim o kadar belliydi ki! Görmek istiyordu. Bin dereden su getiriyor, beceremediğim bir şeyi yapmağa çalışıyordum: Yalan söylemeğe çabalıyordum. Babam tokmağı tuttu, kapıyı sertçe açtı. Dirseğim boy aynasının orta yerine girdi. O noktadan başlayarak üç büyük çatlak hızla çerçeveye vardı dayandı. Babam dirseğimi merak bile etmedi, uzaklaştı. Dirseğime bir şey olmamıştı. Sonunda, kitaba da bakmamıştı. Kitap dolapta kaldı. İki yıl boyunca haftalığım verilmedi. Ayna ancak ikinci yılın sonunda yenilendi. On beş yaşındaydım artık. Yeni aynayı yadırgadım; beni tek kişi gösteriyordu. Oysa iki yıl boyunca o aynada üç kişiydim. Çarpık da olsa...

Bilge Karasu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder