Bizim, üzerimizden akan yağmur yalnızlığımız var, taş sokakların kaldırım diplerinde çoğalan canla umut arttırışımız, çocuklara..
Bizim, gökkuşağından rujlarımız var, tadı portakal likörü. Çilek kokulu avuçlarımızla dokunduğumuz gecelikler var, ayın üstünden dökülen saten karanlıkta...
Yorgunluğun yemek ısınması bekleyişinde taşırdığımız kahve köpüğü heyecanları; birden ikiye, üçten sekize..
Şarkısız kalmayan resimler var, aradaki o misinamsı düğümde.
Düğümlenen bir şey var, tutam tutam tek seferde..
Düğümlendikçe denizlere halat atan..
Bir şey var; harfleri sessiz, yankısı avaz, aramızda, bizim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder