7 Şubat 2011

Dünden Sonra Yarından Önce*

Saçlarımdan kayıyor ayazı kırmaya çalışan ışıltıları güneşin, beremi atıyor şubat ortası, kar üstü, bahar arifesi günler. Bu şehir, bekler gibi karanlığı; düzenli ışıklarına üflemek için ve gün doğumlarını; beyaz aydınlıkların koynunda hiçkimseninkine benzemez huzuruyla yatmak için...
Uzaktan nasıl göründüğünü bilmediğim geniş yollarında sevdiğim yuvarlak kavisler ve sevmediğim iç gel-gitleri var. Akşamlarında serin nane kokusu, gündüzlerinde bal damlatan kavanozların buharlı ılıklığı...
Bu gece, tarihi yitik bir bilet öncesi burada son uyku saati. Bu şehirde uyumayan bir tek ben kalmışım gibi hissediyorum, ne zaman çatlak camdan omzuma değse rüzgârı zamanın. Gözlerim hep başka bir renge ısınıyor ve rüyalarımda yan yana gelmesinden korktuğum tüm renkler aynı tencereye düşüyor.
Tek haneli sayılarda kalan özlemlerim var, sokaklar, kokular, çocuksu arzular. Avucumu dolduran siyah, tozlu plastikte fesleğenler ve Afrika menekşeleri semt semt taşıdığım. Omuzlarımı asimetrik bırakan ağırlığı çocukluk masallarının...
Ben bu şehre en çok fırçaları ve boyaları yakıştırırım. Sanıyorum ki, bu sonsuz gibi duran beyazlığı renklendirme hayalimden ötürü. Fırça kara değecek ve yediverenler dökülecek toprağa. Oysa bu kentte pek çok rengini bekleyen çizgi ve kutu ve boşluklu soluklar var.

Başka özlemlerim de var yakınlarına düşen parmak uçlarımın. Kaybolmamdan ürken bir güneşin sıcaklığıyla yalnızca bildiğim sokakları adımlayışım, ona ısınışım, reçel döken sesine yaslanışım, biri sonsuz, sonsuzu düş yapışım.. Onun oyunları var renkli boncuklara dizili ve müzikleri dudağının uzun uzun dokunduğu. Garip bir hüzünde bu gece Ankara..
Aklımı takılan bir kaç şarkı dışına çıkaran bir de yeni bir ılıklık var; "Renklerin solmuş gibi.." dedikçe, gözüme yaş koyan, içime vapur...
Yarın sabah bu şehrin en sevdiğim yerine bırakacağım gözlerimin rengini. Biliyorum, yazar parklar da hüznün allanmış yanaklarını, gözyaşının denizin tuzuna meyilli tadını, heyecanın titrek üşümesini, sıcaklıkların güneşe en yakın olduğu saatleri...
Biliyorum kara kuğular da kurar düşünü, kara renk düşürmenin...
Beni yine bekle- sen...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder