20 Mart 2010

miş.


İçimde kendini yiyip bitiren bir boşluk var. Ağzından lavlar akan bir boşluk... Soru işaretlerimi eteklerimin altına süpürüyorum, dizlerimi ısırıyorlar. Gözlerimi oyuyor gün ışığı.
En doğru zamandan en doğru soruya varan iki ucu açık yolculukta sabahlıyorum. Gecelerim kâbus birikintisi.
Tenim acıyor sık sık, sağ bileğim daha çok.
Yazdıklarım çamurlarda yıllanıyor.
Adam görmüyor. Kör olan aşkından beni doğuruyor.
Gayri meşru bulantılarıma gülüp geçiyor, çoğu zaman bağırıp. Sesi katil yürekli. Onun sırtından kırmızı tırnakları geçiyor kadınların. Ben neyi bekliyorum. Ruhumdan ayıralı olmuştu epey bedenimi. Becereme-mişim. Miş-li geçmiş zamanda kaybolmuşum.
İlk buluştuğumuz yerden yazıyorum sana, ellerim kan. Göğsümde biten zambakları göremeyeceksin, hayat koşuşturmacanda.
İçinde yıkandığın ölü toprağı, değmesin gözlerine.. Bu cinayet için 'dize'lere yanaşamadım.

Nasıl olsa, benim adım Omayra...

15 Mart 2010


düştüğüm yerde ölü kelebekler vardı,..., canım yandı.
aynı kalmıyor hiçbir şey.

7 Mart 2010

ritimsiz.

İçim bulanıyor bu yelpazesiz sıcaklarda.
Haritamda rota tek.
Denizin suyunu içmiş martılar.
Ben bavulsuz.
Sadece tek renk kaldı geriye.
Can verenden ötesi yok.

Sormadan, durmadan en çok da kalmadan, sabrını cinayetine kurban vererek...



4 Mart 2010

faili meçhul -


Sehersiz sabahların İzmir durağı serin bu gün doğumunda...
Ardışık geçen takvimlere işaretlediğim ismin, her mevsim aynı renk.. Tonuna karışan ritmini yakaladım, rüzgârlarının saçlarından tutup, yarını bugüne getirdim.
Şahit olmadığın rüyalardan bileklerine ulak saldım..
Coğrafyanda kök salan gece bitkilerinin suyunu içtim, ömrüne panzehir..
Derinliği olan sularda adım adım yeşil avı...
Gecenin moruna kök salan sarmaşık, ölümcül gidiş..
Bilet erken kesilir yolculuklarına ve cellat zamandan aşıramadığın kanda boğulursun..
Sessiz pırlantasından taş dökülür gölgelerine, ve sen ismi yitik kahraman...
Buruşmamış çarşaflar arasında doğurduğun mutsuzluk resimlerinin boyalarını kazırken, dünya bulaştı elime yüzüme. Dizlerimi kanattı.
Sesten yorgun düşen ılıklığım soğudu.. Kıştan bahara geçemedi erguvanîlik..
Menevişlerde kayık yüzdüren çocuğa borçluyum şimdi; şaha kalkmış masal diyarı, hayat çığlığını...