1 Haziran 2010

bileğimde yaz*


Kibrit kutularını, geldiğinde düşlerimizdeki evi yapalım diye bazaya sakladım.
Gece olup saat üçü geçince yastığımdan kanatlanan kelebekler saçlarına dolansın diye, bütün nevresimleri turuncuya boyadım.
Haziran doğar doğmaz kış resimlerinden portakallar çaldım ki, önümüzdeki ocak çilek koksun odalarımız.
Pencereleri öpen dolunay sevmedi sensizliği...
Unutmadım tarihsiz boy veren zeytinleri, şehrindeki kızılcıkları, toprağı... Gözlerimi örten kar tanelerini hiç yırtmadım defterinden düşlerin....
Tenimde kırılan cam parçalarını sevdiğin meyvelerin renklerine boyadım, vitray sever bakışlarınla avuçların dokunur belki, bileklerime çizersin yine.. 3 yazıp yıldız attım sadece, gerisi senin olsun... Mor ojelerle yazıyorum haziran başlangıcını, günbatımı söylediğim gibi olmalı, "hoş"...
Belki hayaller kurdum, kıyılarında göremediğim rüyaları yüzdürdüm.
Bu yaz, gel istedim. Eski yazlardan güzel, yarınkilerden genç olsun. Şehirleri dudaklarımızdaki şarkı yapıp, yine sabaha karşı, yine çay buharıyla... Güneş doğudan doğarken, batıdaki gevrek alış saatimi bekle yine.. Sonra mevsim uyutsun bizi bir rüya başkentinde...
Bu Gece Ben Ay*...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder