19 Haziran 2010

amber gecede...*

"..Bazen bir sözcük, anafor gibi yakalar insanı, yerle gök, ölümle yaşam arasında savurup durur. Baş aşağı çevirir dünyayı, dünle yarını iç içe geçirir, her şeyi değiştirir çözer, yeniden birleştirir. Sonra ansızın, dışarı, kendisinden dışarı bırakıverir. İşte böyle bir sözcük: gece. Kutsal, ebedi, sır dolu gece. Renkler, imgeler, ışınlar, dalgalar, cam kırıkları gibi parlayan aydınlık.

...


Kıpkızıl bir el açılıyor ufukta, hiçbir gücün kaldıramayacağı kara lahit kapağını bir fiskeyle kenara itiyor, açılıyor açılıyor, alev alev bir yüzüğü çıkarıp atıyor parmaklarından, sanki bir kırbaç izi sonsuzca büyüyor, derinleşiyor, mor ve altın ipliklerden bir ağ gibi denizi örtüyor. Düşlerin dokusundan yeni bir gün örülüyor. Çatılardan havalanan bir güvercin, daireler çiziyor kentin üzerinde, var gücüyle karşı kıyıya, geceyle gündüzün sınırına kanat açıyor, geç kalmışçasına... Gagasında gelecek ülkesinden bir zeytin dalı taşıyor."


Aslı Erdoğan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder