22 Ağustos 2009

tozdan mektup

Damağımda, sustuğun gecelerden arta kalan yakarış pası var...
Dakika atmayan saatlerin yelkovan gölgesinde, cesedini seyre daldım; suyun kadınlığını zorlayan alevlerin Ege sahillerinden doğuşunu...
Islak kum, bu tan vakti...
Biraz buz kırığı, biraz perçem, biraz buğu...
İsmini işlediğim oyasız güzlerin bekçilerini uyuttum nöbet başı yalnızlıklarda...
Kalemim kırmızı benim.
Rengimin kırmızı olmadığı, yorgun zamanlar, esrik tutuşlar..
Parmaklarımın ucundan ay damlıyor, yol yol dağılıyorum kuşatmasız zaferlerinde...
Damar damar işliyorum şehvetsiz lâl yosmalıklarını...
Biraz gurur, biraz nefret çözülüyorum kadehinde...
Yaslı masallara kaldırıyorum kadehimi, dudağıma iliştirilmiş taze, şuh, mavi, gecelik.. Bir gecelik.. Gece, mavi.
Şerefe...
Nemli teninde, yolsuz gemilerimi yüzdürüyorum..
Gülüyorum, kırık aynada çoğalan suretine...
Odalardan çağıran davetkâr eteklere biliyorum hançerimi, kuştüyü bir yastık şimdi katil kadınlığım...
Saksılardan genzine sürüklediğim zehir, yeşil akıntı... Okyanus sonu, dürbün camı...
Objetiktifinde derbeder ceset izleri...
Yol yorgunuyum bu akşam, bırak dağınık kalsın peri masalı, avcı, ceylan yüreği...
Avuçlarım mahşer yeri..
Garlardan taşıdığım valizler dolusu ıssız çığlık, biraz sadık biraz yosma bakış, kimsesiz eldivenler, bırak dağınık kalsın yalnız dansım...
Işıkları söndür, görünmesin dantel yırtığı, imzasız öpüşüm, kelepçeli bıçkınlığı...
Vişne rengi bir elbise bul bana bu gece, dikişine el değmemiş olsun, benim olsun.. Dokunan yansın, kül olsun...
Alkollü değilim, biraz ölüm kokladım sadece, sokak aralarından topuğu kırık öyküler giydim, romansız yaşamlar içtim... Parfüm şişemi düşürdüm ayağının ucuna güneşin...
Fonda Edith Piaf La Foule'yi söylüyordu, gün doğumu giyen kadın...
Parmak uçlarımdan yükseldim, dünsüz yarınlara.. Aynı şarkıyı söyledim, yağmur toplarken yoksulluğundan...
Sararmış bir mektup zarfı bırakıyorum, toz tutmayan cibinlik ardına, yum gözlerini, zaman körebe şimdi...
Zeytin kokan topraktan seslendiğim adın, kimliksiz güz olsun, sancıyan kanatlarından dökülen bıçak izi hatıram sadece, sadece kenarı yırtık gülüş olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder