16 Mart 2009

tat...


Bahar rüzgarına uzan…Belinden sırtına çıkar, boynunda kalır…
Bu anın seyircisi ben,giz gibi yanında…
Ve dokunmadan, kokunla baş başa…
Çocuk uykularındaki o dalgın tebessümle yüzümde…

.....Zamansızca gözlerine bakmak ve tutuşmak…Engel olamıyorum düşlere…
Meyilli halinden memnunum…İnadına gibi…
Göz kapaklarım ağır…Yarı aralık dudaklarımdan boynuma alkol damlıyor…
İNADINA...
Bu sır loşluğunda parlıyor, damla damla süzülürken… Çıldırtan sınır noktalarında asılı kalıp…

Bir nefes aralığı mesafemiz, tam karşımdasın…Bende aynı küstahlık, hiçbir şeyi umursamayan…
Sana inat o tebessümle ve kıpırdamadan…
Dişlerimi dudaklarıma saplayan tutkuna mı yenik düşerim, mahçup baktığım hep affeden gözlerine mi…?

Saçlarımdan tuttuğun an kollarım boynuna dolanır belki…
Ve gerdanım karşında…İNADINA…

Bağır çağır istersen,umrumda değil…
İnadına bu baygın tebessüm…Gözlerim gözlerine dikilmiş…
Kim bilir böyle kalırız belki…

…Ya da serilir önüne bu küstahlık... İstersen gel üzerime…
Ve istersin belki, kızıl tutku tadını..kim bilir..öyle kalırız belki…

Kelimeler yok olur,
Güneşe yazılmış, sen ve ben…


*tırnaklarımı geçirirken avuçlarıma...dişlerim sıkı...bazen dudaklarımda..vahşi tadına inat keskin kırmızıya dönüşüyorum..zor güç..karşımdasın bu yırtıcı anda..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder