Her yılın sonunda kendime mektup yazıyorum, bir sonraki yılın sonunda açmak üzere.
Geçen yılın mektubu yok.
Yazmadım mı, yazıp da sakladım mı, arasam bulsam iyi olur mu, bir derde deva, yanlışa doğru, çıkmaza yol olur mu bilmem.
Belki de bile isteye kaybetmiş, kendi yakamdan düşmeye çabalamışımdır. Bulup buluşturmak kimbilir.., iyi bir yere çıkarmayacaktır.
2019 valizini topladığımız şu günlerde neleri yanıma alacağıma bakıyorum.
Geride bırakmaya kıyabiliyorum artık bir şeyleri, ki bu oldukça iyi.
Hafiflemeye rızamın oluşu.
Şimdi,
biraz akışında, saatsiz tarihsiz, sebepsiz sorgusuz sualsiz, olduğu gibi gelen, olduğumuz gibi gittiğimiz, ağırlıksız ve zamanları akrepten yelkovandan kurtaran arkadaşlar,
kışla birlikte avuç içlerime yürüyen leblebi sıcaklığı,
evime, günlerime, güzlere, kırgın yüzüme, kontrolsüz neşeme her dakika güneş iliştiren o sıcak kalp,
taze çiçekler,
içimi kucaklayan Ege köyü ve
koşarken kaçırdığım mevsimler...
Bu yıl ve her yıl yanımda olsunlar.
Sevdiğim şarkılar, yazmadığım mektuplar için hazırladığım kalemler kağıtlar,
bütün kutlamalar...
Yaşamı içimize akıtan bütün akşamlar, ortalıkta çınlayan kahkahalar,
günaydınlar, sarhoşluklar,
fotoğrafımızı çeken İstanbul sokakları, vapurları,
kucağımızın yastık olduğu kedi dolmaları,
paylaşılan sofralar, hoş geldinler,
silinen gözyaşları, yorgunluklara sımsıkı sarılanlar,
yolları gözlenenler, yollara dökülenler, dansa davetler,
birlikte büyüyenler, büyüttüğümüz hayaller,
deniz kıyıları, nar ağaçları, zeytin dalları...
Hadi gidelim.
Her senenin sonunda başka bir yerde miyiz, yoksa yaşadığımız dört mevsimin yağmurları içimizde birikip, güneşleri tenimizde mi kalıyor... Kalıyor kalıyor ve birikiyor.., belki..?
Kimi sene daha sıcak, kimisinde daha uzağız yeni günlere..
Bu sefer çok şey olmuş gibi. Hayattan ne istediğimi bir cümle içerisine yerleştirebildiğim bir tarihteyim. Nerede olmak istemediğimi, ne için beklediğimi bildiğim...
Bir yandan çok tükenmiş, bir yandan da güç kaynağımı bulmuş gibi.
Bazen değil, sıklıkla çok korkuyorum kıramamaktan zincirleri, saplanıp kalmaktan bu "ortalama" işlere gidişlere...
Tatmin olamama ihtimalinin canavarlaştığı zamanlardan geçtim, geçiyorum. Bekleyişimin bir yerde nihayete varacağını biliyorum. En azından buna inanmazsam düşeceğimi biliyorum.
Şimdi ışıklar yandı her yerde, sokaklara neşeli şeyler döküldü. Hazır değilim daha derken, günler toplandı, kalbimi kıran gündelik telaşlar bile biraz sessizleşmeyi başardılar.
İçimde bir yerlerde yalnız başına, kenarda köşede kalmış renkler toplanmaya başladı.
Dileklerimin solup gitmesinden korktum biraz. Onları kendi hevessizliğimle yitirmekten..
Bu yılın çok harika olaylarını es geçmenin de beni kıracağını hissettim.
Bütün iyi ki'lerimi topluyorum yavaştan, eksiklerimi tamamlıyorum evimle, kalbimle ilgili..
Üşenip rafa kaldırdığım şeyleri havalandırma vakti. Kocaman bir senenin ezici ağırlığını bir kenara bırakıp yıkanıp paklanma vakti.
Beklemediğimiz bir şeylerin bizi bulma ihtimali karşısında kılıksız ve keyifsiz kalmak istemem.
Zannettiklerimin olabileceklerimden fazlasını vaat etmediğini biliyorum. O yüzden kendi önümü kesmenin bir anlamı yok.
Işıkları yakalım, sevdiğimiz insanları yakınımızda tutalım.
Dileklerimizi kalbimizde pişirip, avuçlarımızda ısıtalım,
ve bir yıl daha mevsimimizce yaşlanalım..
Yaşadığımıza değecek gibi, değdiği gibi..
İyi ki...