26 Kasım 2019

hayalim'den uzak


Çıkış yolunu bulamamanın çaresizliği kemiklerimin, kaslarımın arasına iltihap olarak sızıyor. Sızım sızım sızlıyor her yanım.

Gidebileceğimiz bir yer var, gidebilecek gücümüz yok.

Göz göre göre yaşlanırken, aslında birçok şey için epeyce genç olduğumuzu bilmek iç burkucu. Gençliğimizi bile isteye hırpaladığımız bu savaş canımı sıkıyor. Bir ömrüden, takvime çizik ata ata geri saymak zoruma gidiyor. 

Sevdiğim hiçbir şeyi yapmaya mecalim yok.
En büyük hedefim her haftanın sonunu görebilmek. 

Nasıl da yazıklaştı birden hayat.

Öyle kısır, öyle ıssız, öyle renksiz ve ağır, yapışkan bir şeyin içinde debeleniyorum ki, sevdiğim her şeyden uzaklaşıyor, hasbelkader ucundan yakalayabildiklerime de verecek bir enerji bulamıyorum. İliğim kemiğim, uykum yaralı. 
Bir çıkış bulamıyorum. Bir şekilde şans eseri bulsam, oraya nasıl tutunacağımı, oradan nasıl yükseleceğimi bilmiyorum. Kalbim de, bedenim de, zihnim de, yaşım da bitap. 
Oysa daha yollar var yürünecek. 
Olmalı. 

Sevdiğim mevsimler geliyor, geçiyor.
Pencereden bile yakalayamıyorum. 

Bu gündelik telaş, ne amaca hizmet ettiğini bilmeden harcadığım emek, sonsuz yorgunluk.. 
Ne için.

Sahiden değecek mi?

Böyle kıyısız, topraksız, hasta ve soğuk ve uzak kalışımıza..
Bu kadar tebessümsüz başlayıp, yine, yeniden, yeniden, hiçbir şey değişmeden biten yüzlerce, binlerce güne...?

Sevdiğim şeylerin susuzluğuma yenik düşüp ölmelerine dayanamam,
gün gelip de onları yapacak gücümün kalmamasına,
böyle yitmeye, pas tutmaya,
mutlu edecek olanı bilip de mutlu olamamaya..

Hadi ömrüm, hevesim, hayalim;
sana en çok ihtiyacım olan yerdeyim.


6 yorum:

  1. Ne kadar tanıdık hisler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yalnız olmadığını bilmek güzel, güç verici..

      Sil
    2. Benim için de öyle :)

      Sil
  2. nürnbergli biri de melencolia diye çizerken kağıtlara, belki de ihtiyaç duydu hevesli anlara. ama bazen, güçsüz kalmak ve yazıklaşan hayatın acılı sessizliğini dinleyip geçen zamanı izlemek gerekiyordur. bilmiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En dibi görmeden yükseğe çıkılmıyor demişti zamanında birisi. Öyledir belki.. Bu hareketsizlik ve saplanma hissi, kendini yeniden doğurmaya güç toplaman içindir. Yine de umutsuzluk korkutucu bir şey..

      Sil
  3. hevesin kalmadığı günlerden birindeyim,,, çok güzel tarif etmişsiniz

    YanıtlaSil