13 Temmuz 2017

"..yaklaştıkça mavi.."


Kaleme dolanıp da mürekkebini dökemeyen bir sonsuz cümle..
Kendini göğsümden dışarı atabilmek için kanatlarını, etrafında sınır olmuş gövdeme çarpa çarpa kanatan bir yazık kuş...
Bitmeyen gece, susmayan dakikaların ağırdan alışı karanlığı..
Başlangıcı ve sonu olan şeylerin sonunda durmanın yüklediği hikâye ağırlığı..
Eşyaların durup durdukları yerde, sahip oldukları anlamların ötesini giyinmeleri, aniden..
Sokakların bitimsizliğine inanma ihtiyacı.
Dünyada kapladığın yer küçüldükçe, ağırlığının katbekat artışıyla yuvarlanmak boşluğa..
Dağıtamadığın sigara dumanlarından naaşının kalkması..
Alışmak, belası gönlün. 
Çarşaf izlerini gerip gerip yok etmek, ütülenmiş gibi yapmak tiyatro belki. 
Hiç koklamamışsın, hiç yalın ayak kalmamışsın, hiç ana karnından çıktığın andaki kadar bilinçsiz ve temiz olmamışsın gibi devam etmek..
Bir zamanı eskitmek; kahvesi yarım fincanları toplamak, uyumayı tekrar tekrar baştan öğrenmek, kendini baştan tanımak, tencereleri şimdi kimi doyuracağını bilmemenin yetim şefkatiyle kaldırmak, yeni bir frekans edinmek uyandığın radyo dalgaları arasında, aynaya baktığında yeni bir sen, büyümüş bir ben görebilmek için makyajınla oynamak, o koltuğa değil bu koltuğa oturmaya başlamak, yalın bir hayatın uzantılarında kilometreler yapmak. 
Belki kapının kilitlerini iki değil üç kez çevirmeye başlamak, ve geriye kalan senle yola devam etme zorunluluğunu kavrayıp onu güçlendirmek, zoraki ve keyifsiz.
İçimde, dağılmış pazar yerlerinin hüznü var, üç gün beklemiş çay deminin koyuluğu, kıyıda kenarda açıkta kalmış fotoğrafları nereye koyacağını bilememenin avuç teri, çekmecelerde rastgele karşılaştığın paket servis mendillerinin kurumuş baygın kokusu.
İçimde, göğsüme sıkışıp kalmış o küçük kuşa yardım edemiyor olmanın burukluğu, çaresizliği var.
Eskimeye yüz tutmuş bir hikâyede onu yalnız ve yaralı bırakmanın sızısı..

Geceyle gündüz arasında, gökyüzünün en sevdiğim rengini unutmanın imkânsızlığıyla..; bir tek böyle açılır şimdi pencereler, ve havalanır belki ömür, 
belki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder