27 Temmuz 2016
Gönül, Aysel
Evimize gidelim.
Sıcak bir yemek kendini kaynatsın ocakta.
Kavruk soğan kokusu genzimize öyle dolsun ki, bütün hisler "eve" çıksın.
İlla ki radyo açık, pencere açık, akşam yalın ayak olsun. Pencereden salonun ortasına, komşudan düşen "akşam bültenlerine" söylenelim.
Dudağımızın kıyısı kedi kuyruğu, ter tenimizde nem, birkaç lafın beli tavşan kanından...
Çocuklar sokakta mutlu, kediler kapı önlerinde sofradan arta kalanları bekliyor olsun.
Gecenin herhangi bir yerinde canımızın çektiği dondurmanın peşinde mahalleyi turlamak hoşluğu hep hazır olda dursun.
Şehri gönlümüzün sayfiye yerine çevirmek. Böylesi mümkün olsun.
Sevgiyle hayat bulacak şeyleri sadece sevgiyle besleyelim.
Canımızın çektiği hayatı ısırmaktan korkmadan..
Babam pencerenin önündeki biber saksısını görünce, İzmir'den şöyle yazdı:
"Güle güle yaşayın."
Son zamanlarda duyduğum en güzel şeydi.
21 Temmuz 2016
07'16
Halimi anlatacak sözler yazamam artık
Bu kavruk mektuba
Rüzgardan yan yatmış otlar koydum
Gerisini sen anla.
Birhan Keskin
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)