12 Mayıs 2014

kimseye..

Zamanın tozunu peşine katıp devasa ağırlıklara dönüşen o kırgınlıklar ve yorgunluklar, yol geliyor aniden geceye bağırıyorlar. "Taşıyamam" diyor soldaki. Taşıyamıyorsun o postayı koyunca.

3 sene olmuş. Seslenmeyi istediğim insanlar var. Seslenmeyeli 3 sene olanlar. Hiçbir şey hatırlamıyorum bazen. O içimdeki tepinen kız çocuğunun sesini hangi su birikintisine emanet bırakıp da böyle dilsiz yola devam ediyor olduğumu hatırlamıyorum. İçimdeki deli kadını unutalı kaç mevsim oldu. Oldu mu sahiden o? "Biliyorum pek deli değilsindir." cümlelerine yaraştırılacak kadar öylesine kalmamın üzerinden de epey vakit geçti. Eskide bir yer kanırıyor. Gidip de hatırlamadığım şehirlerin hüzünlü, yalnız hatırası gibi.. 

Ellerimin en son hangi halini hatırlıyor sevdiğim insanlar. Bir renk bile söylemiyor gece. Bir şişe şarap olup açılmıyor bunca geçen ve kalan şey. Ben kendi kendime şarap şişesine keten, denizkızlı kılıflar beğeniyorum. Üzümünü unutmuş şaraba ben giysi biçiyorum. 

Bir zamanlar beraber hayal kurulması da güzel bir kadınken, şimdi sadece "Yanlış da olsa fiiller için çekici bir kadınım..."

Ne zaman yitti bunca şey, ne zaman bir boğaz düğümü ötekine el verdi?

Bak çözdüm birini, elimi uzattım dündeki mutluluğa. Yan yana güzel iki renk olduğumuz zamanlar daha fazla sandık lekesine bulaşmasın istedim. Aynı sokaklarda döktüğümüz iç çekişlere daha fazla birbirimizi eklemeyelim istedim. Benim buraya varmam 3 sene sürdü. Sürmüş. 

Geriye benden ne kaldığını kestiremiyorum. Ben kendimi artık kestiremiyorum. Bir kağıttaki bir isimden, bir şehirden ibaret oyunuma çiçek dikemiyorum. 


Gel bana, kim olduğumu anlat.

Hayallerine kat demiyorum ama hiç değilse hatırlat..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder