27 Nisan 2012

o sensin*

Bazı havalar insanın bileklerine ebruli, her an uçuşacakmış hissi uyandıran çiçekler çiziyor. Yasemin gibi ve çoğunlukla beyazdan alkol mavisine kıvrılan bir tonunda evrenin.
Bazı havalar yalınayak yürüyor gecede, eğer kendi dakikanızla kesiştirebilirseniz o anları bir rüyanın serin kumlara bata çıka güneşin doğuşuna ilerlediğine tanık oluyorsunuz.
Uçuşan çiçekler gibi, uçuşan kumaşları düşündürüyor nisanlar, belki mayıslara az kaldığından. Hafifliğinden ödün vermeyen anıları attırıyor çantasına ömür plajının. Ağırlığından altında ezildiğimiz nice günah, belki de simitle çevrelenmiş küçük bir bedenin suya değmek isteyip de kırmızı plastiğe su ve güneş kaynaşmasından oluşan sıkıntısında toplanıyor.
Kovaların dolup boşalmadığı, çimlerin yeşerip de ayak tabanlarını gıdıklamadığı, güneşin en cüretkâr haliyle bugün önümüze bir kadın güzelliğinde sere serpe uzanıp, yarın rahibe rolüne bürüneceği, dudak çatlatmayan, bilek ağrıtan, uykularda mı yoksa uyanıklığın bulanıklığında mı hatırlamayı seçtiğimiz kışlara perde üfleyen havalar bunlar.
Bir coğrafyanın mevsimini kaçıran bir şeyleri görüp denizlere atılan yanımız, temiz sokak aralarında, bilmediği bir dilin yanı başında usul usul yürürken ve uçuştururken renkleri; deterjandan balonlar üflenilen çocukluk gibi.. Burada saat kaç. 
Ege'den doğan nefesimizi taşıdığımız bu iç ve batının kesişim kümesindeki uykusuzluklar belki de konuşmayı unuttuğumuz bir şeylerin nöbetinde takvim karalıyordur..
Bazı havalar insanı açıkhava konserlerinin olduğu semtlerdeki müzik sistemlerinin titrettiği toprağın üzerindeki yeşile götürüyor, aralarında birkaç avuç çiğdem kabuğu, birkaç kasa, boşalmış bira şişesi, birkaç ahşabı kırılmış uçurtma, teki kayıp pembe plastik terlik, bağlantısı kopmuş bir mavi boncuklu bilezik, ve çokça çocukluk ya da yitiklik demeliyim belki de..
Kimin, nereden, yanına kimleri alıp da kaçtığını bilmediğim yaşlara, sürekli ezberimden yinelenen hitaplarla kendi suyuma yazdığım mektuplarla koşuyorum. Belki de bu havalar mecalsizlik getiriyordur, koşuları kaplumbağalara yükleyen.. Belki de kalıyordur mevsim, hep değişti- değişecek bekleyişinin umutlu rengine inatla.. 
Bazı havalar nereden baksan yorgunluk üflüyor, her göz kırpışa...

http://fizy.com/#s/16j3o0

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder