12 Ağustos 2011

-Sadece gidiş.

Bazen bitiyor.
Sık sık.
Hiç atlamadan.
Sözcüklere karşılık gelen seslerden sürgüne yollanıyor iç. Öyle sedasız. Öyle boşluklar içmiş gibi..
Asla gelmeyeceğini bildiğin bir an, sanki birkaç dakika sonra kapını çalacakmış gibi bekletiyor bir ömür boyunca.

Öyle umutsuz bir umutla.
Bu zamansız bir şey.
O boşluk büyüdükçe, nefesin uğultusundan sağır olacak kadar kelimesiz bir yere düşüyorsun. O yer, ensiz bir deniz gibi; derinliksiz, boyutsuz. Mavisi bile silinmiş gibi. Gideni bol, geleni yok.
Bazen bir valiz işte.
O kadar.
Biletler hep geride kalan. Koltuk numaraları, akılda kalan birkaç "İyi yolculuklar..."
Hep biletler.. Geride kalan düşünülmeksizin çıkılmış yollar.
Gidiş- dönüş indiriminden bile yararlanılmayan yolculuklar.
Bir mevsimde kıyamadığın gözyaşlarının, bir başka mevsimde sel oluşunu görmezlikten gelecek kadar yollar..
Benim unutamadıklarımın hatırlanmasına ihtiyacım var şiddetle.
Olmuyor böyle.
Ellerim sızlıyor bilet biriktirmekten.
Ve sağır şimdi tüm sular, sessizlikten.
Duruyordur belki de..
İnanmadığımız gibi, hiç.
Durur mu öyle..?
Ama ben yapamıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder