11 Nisan 2010

af..


Soramadım soğuk odaların yalnızlığında... Bileklerimden ittim, güçsüz kalmaya bıraktım bütün iklimlerini denizlerin... Ağlasam da boş kaldı akan suların renkleri, boyayamadım, makyajım yetmedi...
Baharları peşinden sürükleyen kışlarında nöbet tutuyorum fahişe hayatların.
İslere bulaşan saçlarımı tutup çekmiyor artık yazamadığım masallar, nefes borumda taş taş üstüne. Dudaklarımdan kanlar akıyor. Bu mevsim, çağla yeşile boyalı duvarlardan kireçe bulanmış kirli sözcükler akıyor, sıvası atan tavanlardan akan senin öptüğün, gözbebeklerim...
Bastırıyorum dünü, yarına kulaklarımı tıkadım. Dakikaları sayıyorum elektronik sesler arasından. Beynimde çekiç, bileklerimde jilet öpüşü. İkindilerde çocukları yiyen sokaklardayım. Artık kâbus görebiliyorum.
Mideme inen yumruk, harfleri eksik tarih, yer... Buluşmamızı ertele sevgilim, kirli sulara batan bacaklarım sevdiğin renk nasıl olsa... Delinmeyen elbiseler diktiriyorum üzerime, onları açıkta bırakan... Tenimde neyin kokusu kalıyor metalden başka...
Boynumu kıran gidişin, kimseye ucuz tarife olmadı.
Sevişmedi kimse gül dikenleri arasında, burada mevsim herkese ölüm bu nisan gecelerinde..
Yağmursuz gün doğumlarından paslı varlığımla sesleniyorum, geç olmasaydı keşke...
Ömrümü tüketiyorum, herkes kendi cinayetinin katili...
Bırak ellerimiz aynı kana bulansın,
ona bile tamam bu gece..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder