27 Ocak 2010

..rengi gecenin dudağında...

Kimseye dokunamadığım saatlerde gelir kırlangıçlar.
Gün doğumlarına kirpiklerim değerken, kanatlanır(sın..). Boynuma okşayarak bıraktığın gelincik teninde, mayıslar boyu ölürüm, ve can bulduğum mevsimin, iklimini boş bırakırım. Sen dört mevsim güzeli.. Taş sokakta kimsesiz oynarım, sen, geceyle buluşana kadar kalırsın. Şovalyeleri çalınmış gecelere kelebek izleri bırakarak, oyuncağıma müziğini iliştirirsin.. Randevuların, yatağımın dalgalarımla buluştuğu dağınıklıkta olur.., dudaklarında izi kalan üçlerle koynuna gireriz şehrin. Ve şehir bir asker gibi bekler adımlarını, adlarını... Koyduğun renk adlarından atlıkarıncalar sallandırmanı. Pembeye boyanan esaret, meyillendirir geceden uzanan köprülerine kanının... Filizlenmez boynuna konmayan kelebek gözyaşı..
Şiirler dolduramadım ceplerine ve terk edilmişliğiyle kalabalık dünyası, kırık aynası suretimin keser avuçlarını..
Eflâtuna çalmayan sehere mektuplar yazmadım. Ve dizelere emanet bıraktığım şehirler kuşatıldı, sokak lambaları ampulleri yanık, ölü direnişindeyken..
Kulağına söylerim, dedin okyanus boyu öpen varlığınla... Kuşatmalarla doğurulan varlığımın dört yanı, dört mevsim gamzelerinden dökülürken...
Omuzlarımdan taşırdığın aitliğin tenimde, güneşe bir adım, adresim.iz. altında suyun..
Ötesinde kuytulardan gelen büyünün, evrenime saçılan renkleriyle..
Sarhoş geceler boyu, düş bordo, kan kırmızı süzülenler perdelerimin aralığından tarihi öpen varlığın...
Kimsenin bilmediği sevişmelerini duyarım gerdanında, ruhunu bedeninden ayıranı öperim, ismime yıkarım aşığın rüzgârı..
Yollara düşmeden hapsettim soluğuma dumanını, uyuşturan tadının.. Dudaklarımdaki karınca geçitine elini uzat, günün en şehvetengiz dakikasının başında nöbet tutarken özleminle...
Yeşilin zehirlendiği coğrafyamdan sesleniyorum rengine dudaklarının.. Güneş dilimi gerdanına, bırak su değsin..
"özledim..gidelim..."
Özledim rüya bilmeyen gözlerimi öpen gözlerinde sabahlamayı geceler boyunca.. Adın, gece, teninden dökülenle..
Gidelim, yarın uzak değil..
Zamanın olmadığı ülkelere, suyun yuva, bizim masal olduğumuz,uzağa..gün doğmadan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder