3 Kasım 2009

öpüşünde.


"..Güneş var..." dediğinde, tenimde buzlu yalnızlığın ürpertisi kol geziyordu...
Varlığımı titreten kadifeliğin, adım başı papatya mevsimi... Dün düşündüm, yeşiller arasında uzanan bileğinde metal, parmağındakine akar, parmak uçların seher rengi... Doğumsuz günlerin çizgili zanlarından sıyrılagelen tebessümün, bileğinin dansından dökülen çizgilerle şehvet mimarîsi..
Gözbebeklerini dolduran yaş, deniz kokulu...
Defterini tutmadığın buğularında camların, kelebek öpüşü.. Yıldızların sıralandığı pencerenden akan yağmur, pamuk mevsimiyle dirilir. Döner gece... Gündüze varamadan canının cananına süzülür.. Gecedir. Üçtür.
Başlarsın yeniden dumanında boy vermeye sevdanın, dudağının kenarından tütün kokusu havalanır...
Tenini sarmalamayan beyaza karışır yanık şeker dokunuşu.. Kalbinin ağırlığında kağıttan gemiler yüzdürür yel değirmeni bekleyişler...
Fikrinden tomurcuk veren hayat, gözlerinden taşar mevsim mevsim...
İncecik ipliğe sarılı nefesin duvarlarımı yıkar...
Dokunamam saatsiz yelkovanlara, bakışını gözlerim kıskanır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder