3 Temmuz 2014
"İtalyanca'da buna şöyle diyorlar: " *
Sanki iyi olacak gibi. Ansızın telefon çalmayacak. Çalarsa da bir şeyleri yoluna sokmak adına olacak bütün telefonlar.
Kimsenin telefon rehberindeki "Aranmalı, dağıtılmalı" isim olmayacaksın. "Aranmalı, ismini sevdiğim için aranmalı" harfinde ikâmet edeceksin. Kimseye yük olmayacak bir nefesin olmalı hayatta. Kapatılacak bir perde, susturulacak bir ses, ertelenecek bir tarih, sansürlenecek bir cümle parçası olmayacaksın. Sadece bir isimle, isminin çağrıştırdığı şey olacaksın. Daha fazla da bir misyonun olmayacak hayatta, insanlar arasında. Taşıyorsan, seviyorsan, bu böyle.
Bir sınav seni darmadağın ettiğinde, gökyüzüne en yakın yere çıkmaya güç buluyorsan hayattasın.
Bütün bir günü sokak sokak, fiziksel durumunun elverdiği son noktaya kadar, bir şeyler arayarak geçirip de yara bere içinde kaldığında, yine de bir sahil boyu, sadece geriye bunun kalmasının güzelliğine inandığın için yürüyebiliyorsan hayattasın.
Güç buluyorsan hayattasın. Denizi görmeye, göğü koklamaya, yolları yürümeye, sokakta olmaya güç buluyorsan varsın, öyle yarına kalacaksın.
Uzun zamandır üzerine çalıştığın bir şeyleri paylaşacak insanın varsa, öğrendiğin dillerden sevdiğin sözcükleri çıkarıp da karşındakini gülümsetecek anların varsa, kolunu saatin ağırlaştırmıyorsa, akşama zilinin çalacak olmasıysa bazen güne başlama sebebin, o zaman varsın.
Hiç inanmadığın, olmasını arzulamayı bile beceremediğin bir şey için plan yapmak çirkin değil çocuksulaştığında yuvarlanacak hayat önünde.
Birlikte gülmek, birlikte ağlamanın sırtını sıvazladığında. Dün bahardan kopma bir yeşil kutuya dolmuşken, güzle birlikte mora dönmeye başlayınca, sevdiğim şeyleri sevdiğim renklerle boyadım diyebildiğinde...
Biraz burukluktan biraz da umursamadığından gireceğin yaşı, takvime bakmadığında, çevrendekiler sana renk biçtiğinde. Coğrafyanı istediklerinde..
Bir yerde bir çiçek adına yakıştığında güzelsin. Tesadüflere inanacak kadar tesadüfün olduğunda, işte o zaman inançlısın.
Bir temmuzun bir temmuzdan fazla bir şey olduğuna inanmam dokuz senemi aldı. "Aslında mutsuz bir çocukmuşum küçükken" diyebilmeye cesaret edişim de epey. "Melankolik bir gençlik yarattım kendime" diyebilişim de. "Hüzünlü bir kadınım, hüznümü sev" demek isteyişim de. "Aslında mutluluk da dondurmanın yarattığından fazlası" diye düşünebilişim de.
Her şey çok zaman aldı. Hayat zaman alıcı bir şey. Ve sahip olduğum tek şey bir isim. Rehberlerde yük olmasın istediğim bir isim. Dudakların kıvrılmasına neden olmasını istediğim bir isim. Kalbin yükü, için sızısı, dünün yarası, başarısızlığın yansıması olmasın istediğim bir isim.
Yola böyle devam edeceğim.
Her şeyi soyunup, bir tek onu üzerime alarak.
Daha fazlası olmamalı.
Olmamalı inan..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder