7 Mayıs 2014

bütün kuşlar yerdeler..*


İnsan her şeyin sonuna geldiğinden bunca haberdarken nasıl bir başlangıç yaratır. Buna gücü kim verir. Birikmiş sıkkınlık kulelerinin arasından kalbi rahatlatacak bir güneş damlasının prospektüsünü nasıl bulur. 
Tarihsiz, geçim düşüncesiz, yalınayak ve suya yakın olmalıyım bir süre. Hayal ya, mümkünse özlediğim tek tük insanla hiç boşalmayacak kadehlerimizi kumlara batırmalıyız. Bir süre herkes, her şey, her yer müzikten, renklerden ve şiirden bahsetmeli. 
Endişelenmekten ve bir tarihi, bir şey olacak veya bir şey olmayacak diye beklemekten çok yorgunum. Mütemadiyen çözüm araması gerekiyor gibi işleyen zihnimin uykusuzluğundan, kalbin gümbür gümbür atmayı bırakıp, hayat çok sıradan bir yermiş gibi ve sevmek ve sevilmek, öyle arada bir, öyle tembel iç çekmesinden..
Belki haftaya, çarşambaları okunmayacak bir mektubun başında, tek başıma kutluyor olacağım bir perdenin kapanışını. Belki de on gün sonra en yakın arkadaşlarımdan ikisi birbirleriyle olmaya imza atarlarken, hiç de fark ettirmeden üzüleceğim, bir damla yaş düşüreceğim topuklu ayakkabılarının üzerinde, dimdik durmaya çalışan kadına.
İyi şeyler olsun istiyorum. İnsanlar iyi olsunlar. Sevmek, sevmek gibi olsun. Mutluluklar saklanabilsin. Tesadüfler sakınmasın kendini. Sokağın başında, başımı kaldırdığımda uzaklardan biriyle karşılayım, posta kutumda bir kuş cıvıltısına rastlayayım fatura birikintilerine inat. Bahar geliyorsa, her şeyiyle gelsin. 
Devam etmiyor çünkü. Bir ana saplandıktan sonra bunca zaman çıkamamak süpürüyor geriye kalan heyecanı, telaşı, isteği. Zaman, öldürücü, çok öldürücü... Her gece yarın olmasından korkmak ne çok acizlik.. 
Yorgunum. Ve ne ellerimi, ne kalemi, ne de kim olduğumu hatırlıyorum. Ezberimdeki bütün güzellikler sararıyor ve bunu durduramayacak kadar bitap nefesim..
Her şey niye böyle, inatla üzüntülü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder