16 Mart 2009
ama yapamıyorum.
"....en yakın arkadaşım, beni kırabileceğini söyledi. Kırılabilirim. Ama önce mektubumu bitirmeliyim. Benim sedef terliklerim var. Ve mavi buzdan tokalarım. Senin için tango çaldım, "ama neden" diyerek. Biraz ötede buldum; bana bir tango borcun var. Şarkı dinleyip kitap okuyorum. Arkadaşlarım nerede kaldı. Müzik dinleyip kitap okuyorum. yani bu çok sonra demek Uykuya geçmeden bir saat önce. Yani çok sonra. Sıcak, çıplak, isteksiz kalıyorum. Soğuğu seviyorum, kibritçi kızı. Ama sıcaklar ülkesini merak ediyorum. orası bilemeyeceğim tek yer. Beni de yanına alır mısın... Sen güzel şiir okursun. Oğluma, beni beğeniyor musun diye sorarım. Beni aramadığını söylersin; beni hep sevecek bir onu buldum derim. Sonra... ...Dur. Gitme. Sana bir şey verecektim Bir sen bağıracaksın, bir ben susacağım. Bir sen........, bir ben susacağım. Bir sen kıracaksın, bir ben. Benim savaşım böyledir işte. 6 gün sadece bunun için beklerim. En gerçek veda için. Ben o kitaba adımı yazarım; sen de ilk adını bulursun...,... Sana yazarak kurtuluyorum. Bir de çubuk kraker yiyorum. Ten sadece ama sadece yazarak anlatır. Ne mucize, zaten hep güzel bir kadındım. Sen atını okşarken yine şans rüzgara gülecek. Bir daha uzak ülkelere gidersen her şeyi anlayacağım; bir şair gibi bir şairi, bir kadın gibi bir erkeği, bir erkek gibi... Tamam sustum ama yazacağım. Çünkü yine bende sendeki kadına koşan çocuğu gördün. Seni anlatmıştım daha hiç tanışmadığımız defterlerimde; ne zaman oraya gelsem aynı türküyü söylüyorum; "Yine ben sardım yaralarını" diye biten bir dokunuşu... Tamam sustum. Ama, ten kendini sadece ve sadece okuyarak anlatır. Şimdi nefes al. ..Bugün ölüm orucunda ölenlerin sayısı on iki... Seni seviyorum ama hala aramadın. Bak ne güzel öldürüyoruz herkesi. Seni seviyorum ama bu katil kalp yerinde durabilecek mi bilmiyorum. Artık bilmekten de nefret ediyorum...... Köşeye sıkıştırıldım Anlamıyorsun Seni parçalayabilirim Bir zamanlar Hayat isimli dudakları çok çirkin bir arkadaşım vardı O da senin gibi baktı Ona aşık olmamıştım ama... Anlamıyorsun Boğuluyorum beni ağlat... Yüzde yüz fazlasında bir ölümdü bu. Senin, hanesine papatyalar çizdiğin. Ve daha az anlaşılır fallarda bulduğun. Sakın şaşırma, artık duvar kağıtlarının içine giriyorum. Bacaklarımın arasına sızıyorum. Ve denizi görüyorum ki...; o yosun tutmuş bir balık. Karyolaların altına giriyorum. Perdelerin arkasına saklanıyorum. Saksıların dibine düşüyorum. Öleceğimi bilsem tekrar ederdim sana bütün yazdıklarımı. Ama yeniden sevemezdim ki... Yüzde yüz fazlasından bir umut düşmüyor gözlerimin hanesine. Bir ağlayış ki..; düşün, adını telaffuz edemeyen bir pazar esnafının serasında, ekşi birer elmayız ikimiz. ..Daha kolay yaşamalıyım. Metruk evlerde yaşayan, "tam işte o kelimeydi" dediğim insanların arasında..; daha kolay ama nasıl, onu da bilmiyorum. Aşk ikide bir ellerimi tutmak istiyor. "Bir gün sen de cezanı çekersin" diyor. Boşuna, ellerimi verme.. Boşuna ellerimi verme... Uyutmayacağım seni, ninniler büyütmüyor çünkü. Bahçende sıçraya ağustos böcekleri hala saçlarımın içinde..; Bir tek ben kanadım, bir tek sen gördün beni. Artık özgürüm, öyle yalnızım ki..... Peki ben senin nereni gözlerimle ıslatıyorum.. Bu kadar yenik bir şeyi neden itiraf ediyorum. Sen kumbaralar içinde yüzen küçük siyah dudaklı "Kırmızı bir balıkken...." ..Kırmızı. Sana, sadece kırmızı demeliyim. Ben başaramıyorum kırmızı. Hatırlamak dışında bir mucizem yok. Bir şeye inandım. Bir şeye ve sadece bir kere ağlayarak dans ettim. Oysa hayata bağlanmak için ayağa kalkmıştım. Sadece bitmeyen kalemlere ve adalete inanırdım. Sense, birimiz için yaratılmış olan yalnızlığa sahip olurdun. Elveda mürekkep lekem... Elveda şehrin ışıklarında boğulan balık.. Elveda dokunmaya kıyamadığım sabah güneşim. Sırf bu yüzden seni yıllarca yastığımın altında saklayacağım. Şimdi, bulutlanan içki şişemi ve lambayı söndüren rüzgarı düşünüyorum. Fısıltı eksik kalıyor, aşk daima eksik kalıyor. Offf bunu bana niye yaptın, bunu bana niye yaptın. Dur bir nefes alayım.. ve senin sevdiğin kadın olayım. ..Neresinden vurdular kırgın sessizliğimi... Ah o zor veda.. Boyun eğiyorum, bir de... BİR, İKİ, ÜÇ, DÖRT, BEŞ....ALTI değil. Hayat, benden gizlediğin ellerini hangi cebinde saklıyorsun."
UU.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder