7 Temmuz 2008


Çırılçıplaktı düşlerimiz.. Yorgun mısraların dayandığı ahşap kokulu şiirlerin özleminde bir mavi ışık... Kızıl alevleri söndüremeyen bir deniz dalgası bende zaman... Dört mevsimin hükümsüzlüğü tende savurgan sarmaşık... Kelepçeli bileklerimi yakan nefesinde usuldan bir ege havası... Raylar çarpık, gönlün fethedilmesine bir kala... Bir bahar akşamıydı bizi vurdular... Körfez ismini haykırdı... Doygun inen sümbüller saçlarıma döküldü, sözlerin leylak kokulu... "Her şiir şâirine vurulur" Ben sana vurgun, her bir dizemle... Yeni dizelere gebe... Hiçbir sahne gerçek değil, surları parçalı ömrümün tek bir ışık huzmesi... Işığımda sevda sözleri... Dudaklarıma ilişen pırıltılı gelecek yazar sen misin? Kıyılarıma sorgusuz sualsiz vuran? Sevdiğim romanlarda altı çizili satırların adresi misin? Kalemimi kıran karar... Bir Escher tablosu gözlerimi kalbine mühürleyen ve bir Kandinsky ömrümün özeti... Gözlerimden akan kalemin boyası gözlerinden tak tek damlayla arınma mı günahtan? Melek olmadan başlamak beyaz sayfalara... ve kurşun kalem izleri boyamaz oldu çocukluğumuzun kırık anılarını... Susuz yaz ve yanlış senaryo...Kırık, renkli cam parçaları kesen kalbimi, gökkuşağı yaratmak istemiştim, kanadım...
**resim: Kandinsky

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder